• Sitelere Geri Dön: arsiv.sirince.net / www.sirince.net
  • HAYVAN SEVERLERE!
     

    Haberler:

    Siteye geri dönmek için tıklayınız: arsiv.sirince.net

    Ana Menü

    HAYVAN SEVERLERE!

    Başlatan A.Onay, Ara 26, 2006, 08:58 ÖS

    « önceki - sonraki »

    A.Onay

    Evcil hayvanlar söz konusu olduğunda, veterinerler başta olmak üzere benden daha bilgili sayısız insanın bulunabileceğini bilmekle beraber, kendi görüşlerimi aktarmakta fayda görüyorum.

    Köpekleri bilirsiniz. Uğrunuzda ölümü göze almakta tereddüt etmeyerek, yeryüzünde sizi sizden daha fazla sevebilecek tek canlı, köpeğinizdir. Ölmek üzere can çekişirken bile sahibine sevgi gösterilerinde bulunmayı ihmal etmeyen nice köpek vardır. Ne var ki bu muhteşem dostlarımızı bakmak ve beslemek hepimizin harcı değildir. şehir yaşamına adaptasyon zorluğu, apartman komşularımızın yakınmalarına neden olan havlamaları, ekonomik açıdan bütçeye getirdiği yük, evde yalnız bırakılmalarının bazı sakıncaları, düzenli olarak her gün gezdirilme zorunluluğu, aşı masrafları, köpeklerden insanlara bulaşarak bazen öldürücü de olabilen hastalıklar, tüylerinin yarattığı sağlık sorunları gibi şeyler özveri gerektirir. Anti parantez, önemli bir konuya değinmek isterim. Artık kuduz aşısı eskisi gibi göbekten değil, koldan, hiç ama hiç acısız yapılıyor. ılk üçü bir haftada, dördüncüsü bir sonraki haftada ve beşincisi yani sonuncusu da izleyen on beşinci günde olmak üzere tam bir ayda tamamlanıyor. Hayal edemeyeceğiniz kadar ağrısız ve basit olduğu için, tüm şüpheli olaylarda aşı yaptırarak, kendinizi garantiye almanızı öneririm.

    Kedileri nasıl anlatabileceğimi bilemiyorum. Müthiş akıllı, bazı insanlardan daha iyi yer tayini yapıp yön bulabilen, harika oyuncu, özgürlüğüne düşkün, ara sıra tırmalayan, bazı sıkıntıları nedeniyle kısırlaştırmak zorunda kalabildiğimiz, tıpkı köpekler gibi yakalandıkları öldürücü hastalıkları insanlara da bulaştırabilen, bazı cinsler haricinde ( Van kedisi gibi ) yıkanmayı ve suyu sevmeyen, tüyleriyle köpeklerde olduğu gibi çeşitli sorunlara yol açabilen, yaramazlık yapmayı ve oynamayı çok seven, evdeki eşyalarımıza zarar verebilen, çok özel beslenme rejimine ihtiyaç duymadan insanların yediği yemekleri de yiyebilen, aşıları haricinde bütçemize fazla yük getirmeyen, inanılmaz sevimli hayvanlardır. Kedilerin, sahibine bağlı olan köpeklerin tersine barındıkları yere, yani evlerine bağlı oldukları da bir gerçektir. Köpeklerde olduğu gibi, tatile çıkmadan, onları emanet edecek birini aradığımızdan, yaşamımızı onlara göre ayarlarız. Bunlar göz önüne alındığında, herkesin kedi besleyemeyeceği anlaşılabilir.

    Aslında tüm evcil dostlarımızın birbirinden güzel oldukları söylenebilir, fakat bir hayvan var ki çoğumuz onun güzelliklerinden habersiz yaşıyoruz.

    Ekonomik açıdan bütçeye hiç yük olmadan, mutluluk ve neşesini sürekli bize pompalayan bu sevimli dostumuza hayvan demeye dilim varmıyor. Kediler ve köpekler gibi yavrulamasından çekinmek bir yana, olabildiğince yavrulaması için özel çaba harcayacağımız bu dostumuzun üreme etkinlikleri esnasındaki tavırları, insanlara ibret dersleri verebiliyor. Günde on dakikayı aşmayan bir ilgi, minik dostumuza fazlasıyla yetebiliyor. Buna karşılık sevimli davranışlarını izlerken zevkten mest olduğumuz gibi, muhteşem şakımalarını dinlerken kendimizden geçebiliyoruz. Bülbüllerden çok daha farklı ve bence on kat daha güzel olan o ötüşlerin tadını bilen bilir. Bülbüller ve sakaların tersine, evcilleştikleri için doğada yaşayamayan kanaryayı anlatmaya çalıştığımı tahmin etmişsinizdir. Bakımı da son derece kolaydır ve birkaç cümleyle amatörlerin ihtiyaç duyabileceği bilgileri burada verebilirim.  Sindirim sistemi için mutlaka gereken kumu kafeste küçük bir kap içinde ( 1 liralık kum ile 5 liralık yem bir sene yetiyor ) bulunduracağız; öldükleri için cereyanda kalmalarına izin vermeyeceğiz; banyoyu çok sevdiklerinden yaz-kış sürekli banyo vereceğiz; bayıldıkları haşlanmış yumurta sarısını özellikle yavrular yumurtadan çıktıktan sonra her gün vereceğiz;  haftada en az iki kere sebze ve meyve vereceğiz; iştahla yedikleri balı kafeste bir ballık içinde sürekli bulunduracağız; her sabah yemini üfleyerek suyunu tazeleyeceğiz; yaşadıkları odada, özellikle sobalı evlerde, ani ısı değişikliklerine yol açmayacağız; kafes ve diğer malzemelerini bir damla yutmaları halinde ölümlerine yol açan deterjanla yıkamayacağız, gibi konuları öğrenmemiz, kanarya bakımı için yeterlidir.

    Ortalama ömrü on yıl olan kanaryanın, yavrularının üç aylık iken, yetişkinlerinin sonbahar başlarken toplam iki ay süren tüy değiştirmeleri ve yemleri çevreye sıçratmaktan hoşlanmaları tek eleştirebileceğimiz yanlarıdır. Fakat diğer evcil dostlarımızla kıyaslandığında bunlar devede kulak sayılır.

    Ürkek hayvanlardır. Elimize alıp onları sevmek şöyle dursun, onları ürkütmekten olabildiğince kaçınmamız gerekir. Fakat bir ötüşleri ( erkekler öter, dişiler sadece kızdıkları zaman ciyaklar ) vardır ki, insanı zevkten sarhoş eder. Diğer kuşların ötüşlerinin kanaryanın yanında sözü bile edilmez. Kanaryayı ırk, renk ve ötüş kanaryaları başlığı altında ele almak gerekirse de bana göre kanaryayı kanarya yapan ötüşüdür. Dünyanın en güzel öten kuşu kanarya olup, en güzel öten cinsi sapsarı veya bembeyaz renklerde olabilen malinois'tir. Belçika'nın Malin kasabasından dünyaya yayıldıkları için " Malinli, " anlamına gelen bu isimle tanınırlar.

    Hayvanların iyisi, kötüsü gibi bir ayrım yapmak ne derece doğrudur, tartışılır. Ancak sağlıklı, neşeli ve mutlu bir kanaryanın yaşamınızda yeni bir çığır açacağından kuşkunuz olmasın. Kafesiydi, şusuydu busuydu derken, alacağınız bir erkek kanarya (dişiler ötmediği için, erkekler ortalama olarak dişilerin iki katı fiyatla satılır, ) kafes ve diğer tüm ekipmanlarıyla size ortalama 50–70 liraya mal olur. Tatillerinizde komşularınıza rahatlıkla bırakabileceğiniz minik dostunuz, size yük olmadığı gibi müthiş moral desteği de sağlar.

    şunu da özellikle belirtmek isterim; kırk beş günlükten küçük, yavru bir kanaryayı eğiterek, kendinize alıştırıp ona birçok şeyler öğretebilmeniz mümkündür. Her ne kadar çok zor olsa da, istedikten sonra bunun da yapılabildiğini tecrübelerimle söyleyebilirim. Sabahtan akşama kadar evin içinde serbestçe dolaşan, açık bulunan kafese istediğinde girip çıkabilen, vücudumdan başka sadece gazete koyduğum yerlere konan, kakalarını peçete kâğıdıyla kolaylıkla temizleyebildiğim, her çeşit sebze, meyve ve kuru yemişi elimden yiyen, diğer odada bilgisayarda yazı yazdığımda gelip omzumda uyuyan, sabahları saçımı gagalayıp beni uyandıran, duygularını bana açıkça ifade eden, örneğin gece kafesinde uyurken aniden ışık yakarak uyanmasına sebep olduğumda sinirlendiğini tuhaf ötüşleriyle belli ettiği gibi öfkesini yenemeyip beni gagalayan, kaçma numarası yapsam dahi kovaladıktan sonra beni yakalayıp gagalayarak aklınca cezamı veren, dizimde ve başımda çılgınlar gibi makaralar atan oğlumu canım kadar seviyorum. Onun, omzumda uyurken, sıcaklığını ve tüylerini yanağımda hissetmemin güzelliğini dünyalara değişmem; bu duyguyu yaşamadan anlayamazsınız

    Ekonomik açıdan hiçbir yükü olmayıp, insanlara bulaştırdığı hastalık da yok, ama kazanacağınız mutluluk ile üreme etkinlikleri sırasında öğreneceğiniz dersler çok! Tüm samimiyetimle söylüyorum; minik kuşum gibisi yok! 5 Nisan 2005 doğumlu, kendi üretimim yavrumu, ona bir şey olacağına, bana olsun, diyebilecek kadar çok seviyorum.

    Her şeyi sevebilirdim, sevmeye kanaryadan başlamasaydım diyerek; sizleri kanarya besleyerek büyük mutluluklar yaşamaya davet ediyorum.

    Not: Kanaryaya daha fazla ilgi duyar da bilgi almak isterseniz, www.hepsievcil.com sitesinde kanarya forumunu tıklayıp, önce goldenretriver başlığıyla açıp, daha sonra kitlenen rumuzum dolayısıyla aldığım speculator rumuzuyla devam ettiğim " Böyle kanarya dostlar başına! " başlıklı yazımı okuyabilirler. Gene aynı sitenin ana sayfasında halen gösterimde olan fotoğraflara ve arka sayfaya kaymış başka fotoğraflara ulaşabilirler. Minik kuşum büyük dostumla çektiğim diğer fotoğrafları www.hikayeler.com sitesinin fotoğraflar bölümünde " Abdulmuttalip Onay " adına açılmış fotoğraflarda bulabilirsiniz. Bütün bunların dışında, gene de kanaryalar hakkında merak ettiğiniz bir şey olursa, yanıtlayabilirim.

    A.Onay

    Hayvanseverlere çok önemli bir hatırlatma yapmak istiyorum: ılkbahar ve yaz aylarında kuşların en büyük sorunlarından birisi, belki de birincisi sudur. Bu nedenle balkonunuzda, bahçenizde ve kuşların konduğu bütün yerlerde su bulundurmanızı öneririm ki kana kana içsinler ve en fazla sevdikleri banyodan mahrum kalmasınlar.

    Ne yalan söyleyeyim, gerçek bir hayvansever olarak, kurban bayramını hiç sevmiyorum. Hayvanların ömürlerinin yüzde yetmiş veya seksen kadarını tamamlamadan kesilmesi, bana insanlık dışı geliyor.

    kutupyildizi

    Ben turkiyedeki insanlardan tek dilegim hayvanlara zarar vermemeleri.