• Sitelere Geri Dön: arsiv.sirince.net / www.sirince.net
  • insanın özgür iradesi yoktur
     

    Haberler:

    Siteye geri dönmek için tıklayınız: arsiv.sirince.net

    Ana Menü

    insanın özgür iradesi yoktur

    Başlatan kursatotcu, Mar 27, 2005, 04:59 ÖÖ

    « önceki - sonraki »

    kursatotcu

    yazdığım kitaptan sizin için seçtiklerim kısa ve etkili sorular
    1 rızık Allah tan mı içki içmek rızık mı içki içmek Allah tan mı? ( haramda rızıktır maturidilere göre)
    2 herşey Allahın dilemesiyle mi olur zina yapanlar var Allaha sövenler var bunlarda mı Allahın dilemesiyle oldu?
    3 Allah günahların işlenmesini diler mi günahlar işleniyor mu o halde dünyada Allahın dilemesinin, iradesinin dışında bir şey mi oluyor?
    4 kadere hayrın ve şerririn Allahtan geldiğine inanıyormusunuz zina yapmak şermidir zina yapmak Allahtan mıdır hani hayır ve şer Allahtandı ya
    5 "Allahım bizi kötü yola düşürme, yolumuzu saptırma " diye dua ediyormusunuz ? demek ki kötü yola düşüren ve yoldan saptıran kimmiş?
    6 Allah şerri irade eder mi? yani ister mi diler mi? hayır dersen Allahın dilemesi dışında mı oluyor bu şerler?
    7 insan kadere mi bağlıdır yoksa hür müdür?
    8 şimdi senin bu yazıları okuman kader mi?
    9 Allah dilemeseydi sen bu yazıları okuyabilecek miydin?
    10 önünde iki meyve var elma çilek seç birini. senin bu seçimin Allahın iradesiyle mi oldu yoksa iradesi dışında mı oldu?
    11 insan Allahın murad ettiği (istediği, dilediği ) şeye muhalif bir şey yapabilir mi?
    12 bir insan çalıntı yiyeceklerle yaşarsa bunlar ona Allahın verdiği rızık mıdır?
    13 Allah mahlukatının ( yaratıklarının) kendisine itaat etmeden önce itaat edecek olmalarını ve O'na isyan etmeden önce isyan edecek olmalarını irade etmiş miydi? bu soruya hayır derseniz Allahın iradesinin ezeli olduğunu reddetttiniz demektir. eğer "bildiği için diledi " derseniz bunun da cevabı sitededir
    14 siz bu yazıları okumadan önce Allah bu yazıyı okuyacağınızı biliyor muydu, bilmiyor muydu? biliyordu derseniz soruyorum : bildiği gibi olmasını mı diledi yoksa bildiğinin aksine olmasını mı diledi? " bildiği gibi olmasını diledi" derseniz, sizin bu yazıyı okumanızı Allahın irade etmiş olduğunu kabul ettiniz demektir. ve siz Allahın irade ettiği bir fiili, hareketi engelleyebilir misiniz? " hayır engelleyemem" derseniz demek ki siz bu yazıları Allahın zorlamasıyla, mecburen, tıpış tıpış okudunuz.... ne dersiniz bu işe?
    bu soruları ne kadar bilgili olursa olsun insanın hür iradesi olduğunu savunan kişilere sorarsanız yüzü kıpkırmızı kesileceğini tahmin etmekteyim. gece uyuyamaz tahminime göre sorun görün yaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa ............ ............... ..............ve defalarca söylediğim gibi peygamberimizin kader hadislerinde yine insanın özgür iradesi olmadığı anlatılır peygamberimiz tarafından. bu hadisleri de onlara sorarsanız yine kıpkırmızı olurlar . hadi sorun artık. daha ne yapayım, anlatıyorum değil mi?
    çakıltaşı sitede bunları detaylı anlattım ben yine söyleyeyim ki cüzi irade vardır bizim tercihlerimiz vardır ama bunlar sonuçta düşüncedir ve düşüncelerimiz de Allahın yaratmasıyla oluşur dolayısıyla aslında bizde Allah hangi düşünceyi yaratırsa biz o düşünceyi düşünebiliriz. bu kadar basit yani kitabımn tamamı şurada islamdakader.cjb.net
    benim başka forumlardaki tartışmalarımı da görmek isterseniz google den ya da msn den kursatotcu yazarak arayın karşınıza çeşitli forumlar çıkacaktır bu forumların (din felsefe yada diğer ) başlıklarına yazımı yazmıştım. oralarda tartışmalarımı izleyebilirsiniz. bir kısım forumda ise ismim olmasına rağmen beni attıkları için konuyu bulamayabilirsiniz. bir konu başlığıda (tesadüfler kaçınılmazdır) idi. o da kader üzerine tartışmadır.
    Bir de şu hususu size iletmek istiyorum: ben iki ay önce yüzlerce yayınevine mesaj attım onlara kitabımı basmaları için. lakin onlar yanıt vermediler, basma taraftarı gözükmediler. dolayısıyla size sesleniyorum benim kitap basma imkanım yoktur. bu işleride zaten bilmem. o bakımdan çevresi olan, bu işlerle ilgili ya da kendi bu işleri yapabilirim diyen varsa bu sitedeki kitabı bastırsın. tekrar ifade ediyorum ki ben bu işi para için yapmadım. dolayısıyla hak talep etmiyorum. yani bu bilgileri yaymak için size bunu diyorum. çünkü bir çok kişi internetten anlamaz ve bilgisayardan zaten kitap okumak daha zordur. o bakımdan bu kitabın basılması çok önemli. yapabilen bu işi yapsın kitabın tümü şurada : islamdakader.cjb.net


    Allah neyi irade edeceğini biliyor muydu?
    diyorsunuz ki bu dünya imtihan dünyası . hayır bu dünya imtihan deneme yeri değildir çünkü Allah kullarını yaratmadan öncede tafsilatlı olarak onların yapacaklarını bilmektedir ve Allahın ilmi cehle dönüşmez yanlış çıkmaz dolayısıyla bu işler için imtihan denemez lakin bu konuda imtihanla ilgili birçok ayet te vardır misal (mülk 2) burada ne yapacağız? şunu yapacağız akli delili alacağız yani bu dünyanın imtihan dünyası olmadığı gerçeğini; buna mukabil nakli delillerden olan imtihan ile ilgili ayetleri tevil edeceğiz yani bu ayetlerin zahirini bırakıp başka manasını alacağız ve ayeti böyle anlayacağız imtihanla ilgili ayetler hakkında şöyle bir tevil vardır: Allah burada, kullardan çıkan fiilleri sanki bilmiyorda bilmek isteyen birinin muamelesi gibi muamelede bulunuyor. bu bir çoklarının tuhafına giderse şu ayete bakın (Muhammed 31) burada bilmek için deniyor peki Allah bu işler olmadan önce onları biilmiyor mu? biliyor gördüğünüz gibi her ayetin zahiri alınamaz . bir de şunu ifade edeyim ki : dini kitapların tamamına yakınında eşari mezhebini ehli sünnet olarak kabul ederler ve bu mezhebe genelde hak derler. diyorum ki eşari mezhebi Cebriyyedendir ( Cehmiyyede, Cebriyyedendir yani ikiside Cebriyyedir) yani kulların özgürlüğü yok der ve Allah kullarına zorla günah işletir ve sevap işletir der. lakin bu çok açık olduğu halde yani kelam kitaplarında açıkça söylendiği halde genel olarak diğer kitaplarda pek açıklanmaz zaten o kitapları yazanların çoğu da bunu bilmezler. ben söyleyince bu sefer hakaret yağmuruna tutuluyorum mesela gazaliyi millet ekseriyetle göklere çıkarıyor halbuki o da cebircidir(eşari mezhebindendir) Allah zorla günah işletir görüşünü savunur zaten sitede ( islamdakader.cjb.net ) gazaliden yaptığım alıntılarda bunları açıkladım özgürlüğü savunupta ehli sünnet olduğunu iddia edenlere maturidiler denir zaten bir çok kendine maturidiyim diyen mezhebini bilmez neyi savunduğunu bilmez. niye bilmez açıklayayım: maturidi mezhebinde cüzi iradeyi Allah yaratmaz derler ve imanı da Allah yaratmaz derler ( fetevayi hindiyye 4. cilt küfür lafızları bahsine bakın) cüz irade şudur: diyelim ben oturuyorum ayağa kalkmak istedim işte bu ayağa kalkmak düşüncesine cüzi irade denir. yani bir haraketi yapmadan önce yapmayı istemek düşüncesine cüzi irade denir işte özgürlükçüler bu düşünceyi Allah yaratmaz diyorlar fakat bizde yaratmayız diyorlar nedir öyleyse diyoruz? bu sefer diyorlar ki o biri haldir karıştırma! ! bu nasıl bir görüştür! lakin eşari mezhebi diyor ki insanların cüzi iradesini Allah yaratır, hareketlerini de Allah yaratır o zaman kulların özgürlüğü olmaz derler. izahı şu: hani oturuyorum ve ayağa kalktım ya... eşari mezhebi diyor ki: insanların bu ayağa kalkma düşüncelerini de, hareketlerini de Allah yaratır. o zaman kulun özgürlüğü kalmaz diyorlar. eşari mezhebine göre "insanın iradesi vardır lakin tesiri yoktur zira o irade de Allah tarafından yaratılmıştır". şimdi bana bağırıp çağıranlar oluyor. bunlar diyorlar ki "ya hiç öyle olur mu? bu eşari mezhebi böyle dermi" diye hakaret ediyorlar. peki soruyorum bu işleri ben yıllarca araştırıp bulunca ve bunları ortaya koyunca ben suçlu oluyorum, siz ise taklit içinde kalıp mezhep taassubu içinde kalıp sizden öncekiler ne diyorsa onları aynen kabul edip bu yanlış inançları sürdürdüğünüzde siz suçlu olmuyorsunuz öyle mi? ısrarla beyan ediyorum ki piyasadaki kader ile ilgili yazılan yazıların: gazete dergi kitap yüzde doksandokuzu yalandır üç kağıttır sahtekarlıktır. zaten kitabın tamamını okuduğunuzda dönen dolapları gördüğünüzde şarışırıp kalacağınızı tahmin etmekteyim.

    "Son söz: Tanrı yaratıcı olduğu için, insanı da kısmi yaratıcı özellikte yaratabilmiştir. " biri bunu dedi
    cevap: Allah insanı kısmı de olsa yaratıcı bir özellkte onu yaratamaz. detaylı izahı kitabımdadır çokça işledim zira bana çok sorulan bir sorudur. bu ve benzerleri daha çok şu soruluyor : Allah insanı özgür iradesiyle fiillerini yapacak şekilde yaratamaz mı? şeklinde sorulmaktadır. dediğim gib cevap: Allah insanı özgür iradesiyle fiillerini yapacak bir vasıfta yaratamaz.
    dikkat edin yaptığınız eylemlere hareketlere siz mesela oturuyorken ayağa kalkma fiilini örnek alalım: bu hareketi yaptığınızda kasların eklemlerin nasıl hareket ettiğinden habersizsiniz ve bir şeyi tafsilatlı olarak bilmeyen ise o fiilin yaratıcısı olamaz. bir de aklıma geçenlerde şöyle bir düşünce geldi sizinle paylaşmak istiyorum ve yorumlarınızı bekliyorum: günlük hareketlerinize dikkat edin ve şunu anlamaya düşünmeye çalışın. siz bir hareketi yaparken yaptığınız anda bu fiilin farkına varıyorsunuz zaten farkına vardığınızda da o fiili yapmış oluyorsunuz. yani esasında o fillerin ( hareketlerin) siz de yaratıldığını ve özgür olmadığınızı hissedin hissetmeye çalışın . bakın bir anda hareket ediyorsunuz bir anda aklınıza bir fikir geliyor televizyon izlerken birden çay içmek düşüncesini içinizde buluyorsunuz ama dikkat edin ki bu düşünce sizde bir anda meydana gelmekte siz bu düşünceyi düşünmek için çaba harcamadınız bir anda bu düşünceyi içinizde buldunuz ve dediniz ki ben çay içmeyi düşündüm ama o düşünce siz onu istemeyi istemeden direkt olarak meydana geldi hareketlerinizde de bunu hissedin nasıl yönlendirildiğinizi hissedin . arzulayın ama arzulamayı arzulayabilir misiniz? lütfen diyorum hadi hissedin özgür olmadınızı işte evet bak nasıl düşünceler aklınızdan geçmekte ve siz bu hal sizde olurken "ben şunu düşündüm bak şimdi bunu düşündüm" diyorsunuz. lüftfen anlamaya çalışın ve bu delil hususunda bana yorumlarınızı yazın.
    size bir itiraf: ben ( 9-10) yaşlarındayken de kader konusunu düşünür ve benden büyük kişileri bu konuda onları sıkıştırırdım yani herşey madem Allahın dilemesiyle oluyor o halde inanmayanlarda mı Allahın dilemesiyle oluyor? gibi veya daha basitce bunları düşünürdüm. ve şunu da düşündüğümü hatırlar gibiyim. derdim ki "Allah mutlak güç sahibidir O'nun kudreti herşeyin üstündedir o halde kullar özgür olmamalı " diye ufak yaşlardan itibaren düşünürdüm sonra 20'li yaştan itibaren dini kitaplar okuyunca hayal kırıklıkları beni sardı zira kitapların tamamına yakını insanın özgür iradesi olduğunu söylüyordu. istemeye istemeye onlara inandığımı kendime telkin etmiştim. ama şu olayı hiç unutmadım: evet bu tür kitaplarda cebriye adı altında cebr görüşü önce kısaca açıklanır sonra aşağılanırdı bunu anlar ve bilirdim ama ; bu onların görüşü iki cümleyle anlatılırken şöyle denirdi: "onlar der ki: herşey Allahın iradesiyle olur, kullar rüzgarın önündeki yaprak gibidir rüzgar onu nereye sürüklerse o da oraya gider hiç özgürlüğü yoktur " evet böyle anlatırlar peşine de aşağılarlardı bu cebr düşüncesini. Ancak ben bu iki cümleyi okurken ve kendimi insanın özgür iradesi olduğuna inandırmaya çalıştığım dönemlerde de bu iki cümlede asalet görür ve vicdanımda kendimi kandırdığımı hissederdim ama bunu kendime itiraf edemezdim ve bu iki cümleyi okuyunca onlara saygı duyardım ve "helal olsun adamlara, bak lafı çevirmiyorlar, kıvırmıyorlar ve Allahı istediğini yapan çok güçlü bir ilah konumunda tutuyorlar" diye içimden geçirirdim. onlara çok hayrandım ama kendime bunu itiraf edemezdim. bana kader konusunda insanlar soru sorduklarında insanın özgür iradesi var derdim. aslında inanmak istemediğim ve asla kalbimin mutmain olmadığı ( tatmin olmadığı, yatışmadığı) bir görüşü o kişiye anlatıken çok zor anlar yaşardım kendimin tatmin olmadığı bir görüşü başkasına anlatmak ve aslında hayran olduğum ve aşık olduğum cebr görüşünü "kafirlik, sapıklık" olarak ona anlatmak beni çok üzmekteydi lakin yol bulamıyordum. 5 sene böyle geçti. ve size bahsettiğim gibi bazı üç kağıtları dönen dolapları hissettiğim anda da bütün gücümle bunları ortaya çıkarmak için uğraştım yani aslında ben küçüklüğümden beri bu cebr görüşüne aşıktım, tutkundum hayrandım ah ahghhhhhhhhhhhhhhhhh itiraf ediyorum
    evet hakikaten mühim. ben bu siteye isnad prensibi adı altında bir yazı atmışmıydım eğer atmadıysam başka sitelere tartışma forumlarına bak oralara attım bak o isnad ile ilgili verdiğim ayetleri peşi peşine okursanız zaten bu işlerin ne kadar ince olduğunu anlarsınız fakat ben bunları gösteriyor isem de cevaplarını da buldum yani. yardım etmek istiyorum. defalarca tavsiye ettim bu kader konusu çok geniştir bir koluda ayetlerin yorumlanmasıdır bu isnad prensibi dediğim sana ve herkese de tavsiyem kitabımın bütününü okuyun anladığınız kadarıyla yani anlamasanızda yine okuyun çünkü bu kitabı bitirdiğinizde siz çok bilgili olursunuz bu konuda yüzlerce kader konusunda kitap okumuş gibi olursunuz basitten zora gidiyor zaten. bir de sizden daha iyi bilenlerle berader okuyun düşüne düşüne konuşarak okuyun. çünkü çok geniş konu ben ne kadarına burada cevap verebilirim ki. siz okuyun hepsini sonra iyi anlayamadığınızı konuşuruz. lütfen okuyun diyorum bir de şunu söylemeliyim ki "ben mantığımla bu işi anlamaya çalışıyorum" diyenler var . ben bunlara diyorum ki : böyle yapmak işi zora koşmak olur zira sizden evvel yaşayan insanların tecrübelerinden faydalanmak lazım gelir zamandan kaznırsınız büyük avanytaj olur dolayısıyla bu konular da kelam kitapları yani inançla ilgili kitap okumayanların durunumu çok zordur. ve Kuran çççççoooooooo oooooooooooooooooooooook ince kitaptır isnad prensibine bakınca anlarsınız. fakat orada ilk bakışta birbirine ters gibi akla gelebilen ayetlerin uygun yorumları vardır. bunu da bilin ve tekrar ediyorum ki benim bu anlattıkların zaten kader konusunda eşari mezhebinin görüşelerini savunduğumu söylemiştim 1200 yılllık mezheptir. kader konusunda onlara katılıyorum fakat katılmadığım konular da vardır mesela Allahın görülmesini ben inkar ediyorum bu konuda murtezile mezhebinin görüşünü kabul ettim. beni anlamaya çalışın: evet yıllarca bu yalanları okudum ama şöyle düşündüm bunlar madem ki alim adamlar demek ki bir bildikleri var dedim ve içimde kuşku kalarak onlara inandığımı kendime telkin ettim hatta askerdeyken bana kader hususunda soru soranlara insanın özgür iradesi vardır diyordum ve insan hür değildir diyenlerin kafir olduğunu söylüyordum böyle 5 sene civarında geçti fakat bu süre zarfında benim yine kader ile ilgili okumalarım çok hummalı olmasada yine devam ediyordu derken 2001 yılın başlarında yine insanın özgür iradesini savunan bir kitap elime geçmişti fakat bu kitabın bir farkı vardı bir itraf vardı bu kitapta yazarı maturidi olduğu halde kendi mezhebini mutezile mezhebiyle ( açıkça kaderi inkar edenler) birdir kader hususunda fazla farklı değildir diyordu bu ifade beni şok etti. kader hususunda kendi inandığı mezhep ile açıkça kaderi inkar eden mezhebin aslında aynı yolda olduklarını itiraf etmesi beni şaşırttı.( bu yazar muhammed ihsan oğuz idi kendisinin 3 kitabını kitabımda inceledim ve çelişkilerini gösterdim ) o aralar elime razi'nin tefsiri kebir diye meşhur olan tefsiri de elime geçmişti yine orada insanın özgür iradesi olmadığı detaylı anlatılmaktaydı ve karar verdim bu kader meselesini en ince detaylarına kadar incelemeye. kelam kitaplarına daha sonra felsefe kitaplarına başvurdum ve insanların kendilerini kandırdıklarını daha iyi anladım samsunda önce cami görevlileriyle tartışmaya başladım sonra üniversite ilahiyat hocalarıyla ve çok kişilerle tartıştım ve onların zayıf yanlarını daha iyi anlamaya başladım sonra çok övülen kişi olan gazalininde meşhur eseri olan ihya ulumiddin kitabınıda okudum yine orada da insanın özgür iradesi olmadığı beyan ediliyordu ve binlerce delil buldum kimlere anlattıysam ilk etapta genelde inkar ettiler ilmi olarak cevap veremeyincede genelde kovdular deli dediler ve benzeri şeylerde dediler. peki soruyorun siz yerimde olsanız ne yaparsınız

    uygarozan

    Kürşat Otçu'ya

    Kürşat bey yazdıklarınızı okudum, adresini verdiğiniz siteye de göz attım. ılginç birisi olduğunuz muhakkak. Genel hatlarıyla yazdıklarınıza ve kitabınıza  ilişkin düşüncelerim şöyle:

    Yazınızın girişinde güzel sorular sormuşsunuz, insan mantığının sorabileceği güzel noktalar yakalamışsınız. Yalnız ne yazık ki mantığınız bir noktaya kadar çalışmış,  bir noktadan sonra ileriye geçerek bilimsel bir temel alarak "din"in (islamın) kendisini sorgulayamamış.

    Çünkü sorun din içerisinde hangi grubun daha doğru (!) ya da mantıklı şeyler söylediği sorunu değildir. Sorun "din"in insanlığa gerekli olup olmadığıdır.

    Yani çıkış noktanızı değiştirmeniz gerekmektedir.  Ama bunu yapmak bir çok insan için zordur, çünkü bir çok insan dini inançlarını yaşamlarında ruhsal dayanak olarak kullanmaktadır.  Bu ruhsal dayanak yerine konulabilecek bir dünya görüşü, bir felsefe gereklidir öncelikle. Böyle bir bilimsel dünya görüşü, felsefe edinmek ise iki günde elde edilecek bir şey değildir, (önyargısız) uzun süre okumayı ve bilinçlenmeyi gerektirir.

    Bu yüzden ilk sorularınızı geçiyorum, bazıları insanı düşünmeye sevkeden sorular ama hepsi daha baştan Allah'ın varlığını kabul den bir düşünce ile yazılmış sorular..

    Yani yanlış yerdesiniz Kürşat Bey... Biz sizin aşamadığınız noktayı çoktan aştık. Bizim için Tanrının varlığı tartışma konusu olabilir ama "din içerisinde hangisi daha doğru söylüyor" gibi bir şey tartışma konusu olamaz çünkü "din"in kendisi bilimsel değildir.  Bu yüzden şimdi kalkıp size ne yazık ki doğrulaı yazmışsınız diyemeyeceğiz.  Yazdıklarınız din içerisinde daha sorgulayıcı olabilir ama bizim için yetmez bu, biz daha fazla sorgulamak isteriz. Araştırmak isteriz.

    Din ne zaman doğmuştur?
    Neden doğmuştur?
    Dinlerin gelişimi nasıl olmuştur?
    Dinlerin varlığı kim(lere) hizmet etmektedir?
    Dinlerin kişiye yararı (ya da zararı) nedir?
    Bir insan dini olmadan yaşayabilir mi?
    Din insan(lık) için gerekli midir?
    Ve en önemli soru:

    Bir insanın iyi bir insan olabilmesi için din (islam ya da başka bir din fark etmez) gerekli midir?

    Bizce gerekli değildir.

    Yukardaki sorular çoğaltılabilir.

    Biz şimdi yukarıdaki yazdıklarımızın ışığında sizin yazdıklarınıza da bakalım:

    Sorularınızı geçiyorum, tanrıya inanan birisi için iyi sorular onlar. En azından belli ölçüde düşünmeye iter.

     
    Alıntı Yapbu soruları ne kadar bilgili olursa olsun insanın hür iradesi olduğunu savunan kişilere sorarsanız yüzü kıpkırmızı kesileceğini tahmin etmekteyim. gece uyuyamaz tahminime göre sorun görün

    ışte yanıldınız. O sorular benim gibi insanlara hiç bir etki yapmaz. Çünkü tanrının varlığı konusunda çelişkimiz yok. "Din"in içinden değil dışından bakıyoruz olaylara ve her türlü konuyu "dışardan" daha doğru ve bilmsel değerlendirme imkanına sahibiz.

    Bu yüden yazınızı dün akşam okumuştum, yüzüm "kıpkırmızı" olmadığı gibi gece de çok rahat uyudum.
    Dün gece yazınızı okuduğumda (ve sayfalarınıza baktığımda) sizi "din içerisinde debelenen, kendi mantık ölçüleri doğrultusunda olaylara yorumlar getiren biri" olarak tanımladım.

    Yani dairenin içindesiniz bayım. Dairenin dışından bakmaya çaılışın. Gerçek özgürlük dışardadır çünkü.

    Alıntı Yapçakıltaşı sitede bunları detaylı anlattım ben yine söyleyeyim ki cüzi irade vardır bizim tercihlerimiz vardır ama bunlar sonuçta düşüncedir ve düşüncelerimiz de Allahın yaratmasıyla oluşur dolayısıyla aslında bizde Allah hangi düşünceyi yaratırsa biz o düşünceyi düşünebiliriz
    demişsiniz.

    Din içerisinden böyle bakılır işte. Düşüncelerimizi yaratan (organ olarak) beynimizdir. Kişi olarak da bizim beynimizde oluşur. Onu oluşturan faktörler ise diğer maddeler, hareket-eylem olaylar, oluşumlardır.

    Yani siz şirince'ye gelerek bu yazıyı yazdınız, ben de yazınızı okudum, sitenize baktım (benim dışımdaki faktörler), kendi düşüncelerimle (daha önceki yaşadıklarımdan oluşmuş) harmanladım ve şimdi bu satırları yazarak size tepki veriyorum.

    ışte bilimsel bakış budur. Bunun da Allah'ın varlığı ile direk ilişkisi yoktur.  Yazınızın devamında "Allah biliyor mu, bilmiyor mu" vb şeyler var. Dinin (islamın) öne sürdüğü şekliyle Allah olsa bu çeşit ikilemleriniz düşünülebilir. Ama bizim açımıdan anlamsız çünkü "din"in ortaya koyduğu şekliyle Allah yoktur.  (ınananların kafalarında yarattığı bir Allah vardır ama..)

    "Eşari mezhebi" gibi bir mezhebi ise ben ilk defa duyuyorum.  Sizin söylediğiniz;
    Alıntı Yapısrarla beyan ediyorum ki piyasadaki kader ile ilgili yazılan yazıların: gazete dergi kitap yüzde doksandokuzu yalandır üç kağıttır sahtekarlıktır. zaten kitabın tamamını okuduğunuzda dönen dolapları gördüğünüzde şarışırıp kalacağınızı tahmin etmekteyim.
    sözlerine ise katılıyorum.  Bir nokta dışında:

    Bu dönen dolaplar ve yalanlar gerçek anlamda birisinin sizin kitabınızı okumakla ortaya çıkmaz.  Belki de siz iyi niyetle islam içerisinde çözüm aramaya çalıştınız, farklı yorumlar getirmeye çalıştınız ama her türlü dinin  ve kapitalizmin temelinde yalanlar, sahtekarlıklar, dönen dolaplar mevcuttur.  Ve dinleri kendi çıkarı için kullanan kapitalizm yıkılıp yerine -dinin uyuşturucu etkisinden de kurtulmuş- insanlığın emeğin ve sevginin önünü açan yeni bir sistem kurulmadıkça bu yalanlar dolanlar üçkağıtlar sürüp gidecektir.

    Ve siz bu yazdıklarınızla (bilerek ya da bilmeyerek, iyi niyetli ya da değil) sisteme hizmet etmiş oluyorsunuz.

    Devam edelim. Yazınızın bir kısmında "tanrının insanı yaratıcı özelliklerde yaratabileceği ya da yaratamayacağı"nı tartışıyorsunuz.
    Yani tartışılan şey "tanrı var mı yok mu" değil. Tanrının varlığı ve insanı yarattığı daha soru sorulurken önceden kabul edilmiş. Bu soru bu anlamda bilmeyen insanlara yanıltıcıdır.

    Konuyu uzatmayacağım. Yazınızda bahsettiğiniz iki nokta daha:

    1-Küçük yaşta başlayan meraklı sorularınız: Bu soruları dini sorgulama yönünde geliştimenizi tavsiye ederiz. (Cesaretiniz varsa)

    2-Kitabınız ve basımı: ınsanlığı bir adım ileriye götürme açısından kitabınızı benim açımdan değerli değildir. Hatta bilinçsiz kitleleri yanlış yöne sürüklemek bakımından zararlı diyebilirim.

    Ama yazma, internete yerleştirme emeğinize saygı duyuyorum.

    Yukarıdaki yazdıklarımla sizin olayları değerlendirme ve yorumlama yeteneğinize bir nebze katkı sağlamış olmayı umuyorum.

    Selamlar...

    Uygar Ozan

    kursatotcu

    Bir seyi düsünmeyi istemedigin halde düsündügün oldu mu? Bazen aklima özellikle namazda Allah ile ilgili, kabul etmek istemedigim düsünceler geliyor. Bu düsüncelerin tasdikinin küfür oldugunu biliyorum. Bu düsünceyi kabul etmiyorum, düsünmek istemiyorum. Lakin düsünüyorum. Eger insan neyi düsünecegi hususunda özgür olsaydi, istedigi gibi düsünür ve bir sey düsündügü zaman da "Ben bunu düsünmeyi istedim" demesi gerekirdi. Lakin yukarida bahsettigim düsünceleri ben düsünmek istemiyorum, peki bu fikir bana nereden geliyor? Rahatsiz oluyorum, bunu düsünmek istemedigimi kendime söylüyorum. Ama bazen bu fikir ve benzerleri yine aklima geliyor. Eger bu düsünceyi, düsünmeyi ben seçmiyorsam, kim seçiyor? Denilse ki: Bunlar seytanin vesvesesidir. Derim ki: Evet ama, bu bir düsüncedir, bir olustur. Hiçbir sey kendi kendinin sebebi olamaz. Bu düsünce kendinin nedeni degil, onun nedeni baska sey. Yani bu düsünce yoktan var oluyor. Bunu bir yapan, bir yaratan var. Yaratmak ise ilahliktir ve Allah'a hastir. Evet, seytanin vesvesesi demek dogru, ama seytan da Allah kendisi için, neyi yaratiyorsa onu yapar. Yani seytan da bu vesveseyi vermek hususunda özgür degil. Anladik ki bu düsünceleri bende Allah yaratiyor. Ve zaten seytan insanlarin tamaminin sapmasini istiyor. Dikkatlerden kaçan bir husus olmasi itibariyle önemli bir incelik var; söyle ki madem seytan istedigi kiside, istedigi düsünceyi, vesveseyi olusturabiliyorsa; o zaman insanlarin tamaminin bu vesveselerden bir an bile bos kalmamasi lazim gelirdi. Halbuki biz bunun böyle olmadigini görüyoruz.
    yukarıda verdiğim örnek Allaha inanmayanları ilzam eden delildir. yani bu düşünceler sana nereden geliyor ve düşünmek istemediğin bu düşünceleri niçin düşünüyorsun? demek ki bu düşünceler senden olamaz.
             müjde size be. neden mi bugün bir istidlal yapmışım ki üfffffffffffff önce şunu söylüyeyim konu şu: Allahın görmesi ve duyması ben diyorum ki Allah görmez ve duymaz neden mi bak şimdi : mesela Allah bir insan yürüdüğünde görüyor mu yoksa daha evvelde görmüşmüydü? eğer görmüştü demezsen Allahın görmesinin ezeli olduğunu reddettin demektir. eğer Allahın görmesine ezeli dersen bak şimdi problemlere: bir insan 1 yaşındayken ve 90 yaşındayken bin türlü hali oluyor mesala o kişi banyoda çıplakken ve dışarıda giyinikken ki hallerini ele alalım eğer Allahın görmesi ezeli derseniz bu çıplak hali ile giyinik hali ise birbirine zıt durumlardır bunlar birleşmez ve ezeli olarak milyarlarca bu değişik durum nasıl cem olur yani birleşir ve manası olur. bu sefer yok Allah hadiseleri olduğunda görür ondan önce görmez derseniz mesela adam yürüyor ya Allalh o yürürken onu görüyor yürümeden önce görmedi dersen yine sorarım Allah o adamın yürüyeceğini yürümeden evvel biliyormuydu evet dersen yine sorarım peki onun yürürken ki görüntüsünü bilyormuydu evet dersen halbuki Allahın ilmide ezeli o zaman bu görmeside ezeli demiş gibi oluyorsun. lafın özü çok düşündüm ve şu kanaate vardım . görmesini ve duymasını onun ilmine raci edip yani o meydana çıkan görüntüleri ve sesleri zaten Allah yaratıyor ve yaratanda ne yaratacağını bilir o bakımdan bu işler böyle yani Kuranda geçen Allahın görmesi ve duyması mecazidir. nasıl ki Kuranda Allahın yüzünden ve elinden bahsedyor bunlar nasıl mecazi ise bunlar da öyle. bir delil daha: bu hususta iyi dinleyin: görünen herşey mekandadır zaten ben ruyetulllahı ( Allahın görülmesi) bu ve benzer delillerle inkar ettim ama şuna dikkat: görende ancak bir yönden ve bir mekandan görebilir halbuki Allah yönde ve mekanda bulunmaktan münezzehtir. o bakımdan Allah görmez duymaz . daha iyi inceleyip detaylı olarak yazmayı düşünüyorum. helhalde siteye yazarım .orjinal görüştür hiçbir kitapta okumadım yani. Kurandaki Allahın görmesi ve duyması mecazidir dedim izahı: yani insanlar Allah görür ve duyar deyip günahlardan sakınır ya, ha işte bu bir mecazdır yani Allah onların böyle deyip kendinden sakınmalarını istemiştir gibi bir tevil aklıma geldi daha detaylı düşüneceğim inşaallah

    uygarozan

    Kürşat Bey siz yazdıklarımı okumuyor musunuz anlamadım.  Bu haliyle bizimki pek düşünce alışverişine benzemiyor. Daha çok siz "kendiniz çalıp kendiniz oynuyorsunuz" bence.

    Çünkü yazdıklarım kaşılığında pek bir şey söylememişsiniz. Söylediğiniz tek şey "düşünce" meselesi. Ona da yanıtım basit:

    Düşünceleri beyin üretir. Beynimizde düşüncelerimiz ise doğuştan bulunduğumuz yaşa kadar süregelen olaylardan oluşan bilgi ve tecrübe birikiminden olurşur.  Beynimiz süreç içerisinde kapasitesi ölçüsünde alternatifler (bildiği kadar) üretme yeteneği de kazanır ve bu yüzden zaman zaman bir konu hakkında düşünürken bir çok seçeneği düşünürüz.

    "Bildiği kadar" dedim bu nokta önemli: Örneğin ormanda teknolojiden hiç haberi olmadan büyümüş bir insan rüyasında televizyon göremez.
    Yani sizin dediğiniz "istenmeyen düşünceler" de beynin bildiği kadar "üretebildiği" düşüncelerdir. Kaldı ki burada felsefik (materyalist) olan bir bir gerçek vardır:  

    Düşüncelerimizi üreten beynimizdir ama düşüncelerimizi yaratan çevredir, koşullardır, yaşadıklarımız ve sosyal olgulardır.  Bu yüzden materyalist dünya görüşü bilimseldir.

    Yazınızın ikinci kısmında tanrının görüp görmediği konusuna eğilmişsiniz.  O kabul ettiğiniz biçimiyle tanrı olsaydı bunu tartışabilirdik ama bize göre tanrı yok ve sizin söyledikleriniz anlamsız.

    ısterseniz bu forumda tanrının varlığını tartışabilirsiniz.

    Ya da dinlerin bilimsel olup olmadıklarını.

    Daha geniş ve ayrıntılı tartışmalar, bilgiler için ise size ve sitemiz katılımcılarına sitemizden:

    http://arsiv.sirince.net/modules.php?name=FAQ adresindeki
    Ateistlere Sorular -ateizm.org dan alıntı- yi,

    Ateizm org'dan ise aşağıdaki adresleri öneriyoruz.

    http://www.ateizm.org/new_nuke/
    http://www.ateizm.org/new_nuke/forums/

    Selamlar...

    Uygar Ozan

    kursatotcu

    size bugün karar verdiğim bir düşüncemi söylemek istiyorum bu konuda görüşlerinizi merak ediyorum son 3 - 4 yılıdır düşünmekten bile kaçındığım düşünceler bunlar.
    Allahın iradesini inkar ediyorum. ispatı: Allahın ilmi ezeli ise ki öyle olduğuna inanıyorum. o halde hadiseleri olmadan önce olacak şeyleri biliyor demektir o halde iradesi ne manaya gelir
    1. irade demek seçmektir ve seçmek için düşünmek gerekir mesela benim erkek olarak yaratılmam hadisesini ele alalım benim kız mı yoksa erkek mi olarak yaratılacak olmamın tercihini ele alalım. bakın bu tercihte ve seçmede düşünme vardır ve tereddüt vardır ve düşünmek ve tereddüt demek ise zaman geçmesi manasına gelir o haldae siz neden iradeye ezeli dediniz.
    2. Allahın iradesi ezeli diyorlar. soruyorum ezeli olarak sadece Allah var o halde Allah neyi seçecek? eğer denirse ki Allah ilminde olan mümkünlerden yani olabilmesi muhtemel olanlardan birini seçer, denirse cevap: zaten neyin olacağı Allahın ezeli ilminde var daha irade neyi tahsis edecek neyi seçecek?
    önemli : bu delili ibn rüşd ve ibn sina verdiler : Allahın ilmine ezeli denirse bakın ne oldu ilmi maluma( bilinene) tabi diyorlar. yani Allahın ilmi ilerde olacak olaylara etki etmez diyorlar ve Allahın sizin ne yapacağınızı bilmesi sizi zorlamaz diyorlar : burada basit bir düşünce yüzyıllardır anlatılıyor: halbuki zaman olarak önce olan sonradan olacak olan şeye tabi olur mu olmaz mı? iyi düşünün. olmaz. tabi olan her zaman sonra gelmelidir. ezeli olan şey varken, sonradan olan ise var değil ki ..... not: bu konuyu derinlemesine araştırmayı düşünüyorum yani bu işin incelikleari hususunda bakalım araştırmak istiyorum kolay değil. bakacağım. eğer Allahın ilminde varsa ........ bu noktaya geleceğimi hiç düşünmemiştim............
     bu konu çok ince bana bu hususta yardım edin görüşlerinizi bildirin zaten detaylı olarak bu konuyu araştırma düşüncem var sizin fikirlerinizi merak ediyorum  2 gündür kafam fırın gibi yanıyor   bu konuyu düşünmekten.  bu aralar bazı kitaplarda bu konuda yol gösterici bazı deliller gördüm. yıllardır beklediğim buymuş,  3-4 yıldır bu   konuyu biliyordum ama çok ince olduğundan altından kalkamayacağımı bildiğimden bu konu aklıma geldiğinde düşünmekten korkuyordum.  geçiştiriyordum.  zaten kitapların ekserisi bu konuyu geçiştirirler. bana  yol gösterin yani bu konuda kendime  güvenmiyorum  yani incelikleri konusunda
       bu konuda daha evvelde bazı deliller vermiştim onları tekrar veriyorum iyice anlayın ve cevabı yorumunuzu bana yazın.
          işte size çooooooooooooooooook kuvvetli bir istidlal, delil. özgür iradeyi savunanların en çok kullandığı bi "Allah bildiği için yazdı" lafıyla kasdettikleri şeyin yalan olup bu işin iç yüzünü gösteren delildir. gecenin 3 'ünde aklıma gelen bir delildir. çok mühimdir eğer anlarsanız..
    Allahın ilminin maluma tabi olmaması meselesi
    Allahın ilmi ezelidir evvelden de izah edildiği gibi ezeli olanın sebebi olmaz halbuki ilim maluma tabidir denildiğinde; ilim, malumdan( bilinenden) etkilenen durumunda olmakta ve malum ilmi etkileyen konumda bulunuyor dolayısıyla etkileyen malum, etkilenen ilme sebep teşkil ediyor. zira etkileyen etkilenene sebep konumundadır. halbuki akli delille sabit ki ezeli olanın sebebi olmaz. o halde Allahın ilmine ezeli diyenlerin: "ilim maluma tabidir" lafları yanlış olmaktadır. Allahın ezeli ilmi asla başka bir şeye tabi değildir. böyle oluncada cebr olduğu aşikardır. etkilenmek demek etkileyen olduğu varsayılan ( düşünülen) şeyin etkilenene sebep teşkil ettiğini kabullenmek demektir.
         insanın özgür iradesini savunanların en çok kullandıkları laf olan "Allah bildiği için yazdı" ifadesidir bununla şunu kasdederler mesela ben şimdi klavyede yazı yazıyorum ya hah diyorlar ki Allah ezeli ilmiyle senin bu saatte, bu vakitte bu yazıyı yazacağını bildiği için levhi mahfuza böyle yapmanı yazdı. yoksa O, böyle yazdığı için sen böyle yapıyor değilsin. yani yine insanın özgür iradesi vardır derler. buraya kadar tamam mı anladınız mı? devam ediyorum sonra şunu diyorlar: "ilim maluma(bilinen) tabidir" yani Allahın ezeli ilmi sonradan olacak olan bilinen fiillere, hareketlere tabidir derler. bununla da şunu kasdederler: yani Allahın ilmi, bilmesi sonradan olacaklara tesirli değildir düşüncesini savunurlar. işte bu düşünceyi anlatmak isterler. yani Allahın evvelden hadiseleri bilmesi bizi cebr altında bırakmaz biz yine hürüz derler. tamam mı? yani Allahın ezeli ilmi, sonradan olacak olaylara tabidir derler. tamam mı? şimdi çooooooooooooook dikkat ediniz: tabi olan, tabi olunandan zaman bakımından önce mi gelir, beraber midirler, yoksa zaman bakımından sonra mı gelir? iyi düşünün. evet cevap şu: tabi olan, tabi olunandan zaman bakımından sonra gelir. bu aklen açıktır. şimdi duruma bakalım: bunlar ne demişti? "Allahın ezeli ilmi, sonradan olacak şeylere tabidir" . soruyorum: ezeli olan şey, hiç sonradan olan şeye tabi olur mu? olmaz eeeeee bu ne o zaman? ne olacak kandırma üç kağıt yüzyıllardır süren pek çok üçkağıttan biri. ezeli olan şey başka şeyden sonra olamaz . başka şeyden sonra olsa zaten ona ezeli ( öncesiz, başlangıcı olmayan) denilmezdi. demek ki onların "ilim maluma tabidir" lafları yalan dolandır. dolayısıyla insanın özgür iradesini savunan biri Allahın ilmi ezeli dediğinde ne dediğini bilmiyor demektir. dolayısıyla şunu şiddetle bildiriyorum ki: insanın özgür iradesi vardır diyen Allah hadiseleri olmadan önce bilmiyordu, hadiseler olurken bildi demek durumunda kalır . ve bunu dediğinde de Kuran daki "kıyamet vaktinin sadece Allahın bildiğini ifade eden" ayeti de inkar etmiş olur. yaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa

    uygarozan

    ılginç bir örneksiniz

    Kürşat Bey sanırım siz bir doktora görünseniz iyi olacak.  Çünkü bu forumda tartışmıyoruz, tartışma kültüründe öncelikle bir eksiklik var.

    Sorduklarıma yanıt vermiyorsunuz, yine gördüğüm kadarıyla "kafanıza göre takılıyorsunuz"... Bundan sonra da böyle yapmak isteyeceğinizi tahmin ediyorum. Bu yüzden;

    *Yukarıdaki tarzda yazmayın (yazıları kopyalamayın) lütfen. Aynı tarzda yazmanız halinde yazınız silinecektir, şimdiden sizi uyarıyoruz. Çünkü sitemizin veritabanını bu tür gereksiz şeylerle doldurmak istemiyoruz.

    Yukarıdaki yazılar elbette kalacak. Gelen geçen, görsün okusun diye. ılginç bir kişiliğiniz olduğunu itiraf etmeliyim.

    Size; çalışmalarınıza "tanrının varlığı yokluğu" konusunu da almanızı öneririm. Sorgulamasını bilen ve araştıran bir beyin zincirlerini kırabilirse, güzel sonuçlara ulaşabilir.

    Selamlar...

    Uygar Ozan

    kursatotcu

    size bugün karar verdiğim bir düşüncemi söylemek istiyorum bu konuda görüşlerinizi merak ediyorum son 3 - 4 yılıdır düşünmekten bile kaçındığım düşünceler bunlar.
    ...
    ..
    .

    (şirince'den yazıya müdahale edildi. Yukarıdaki aynı yazı buraya kopya edilmişti.  Bu katılımcımızı uyarıyoruz: Aynı şey bir daha tekrarlanırsa bu kullanıcının foruma girişi kısıtlanacaktır. Umarız bu uyarıdan sonra pano-forumumuz doğru tarza kullanılır.)

    kursatotcu

    bak nesli cedid sen de ........
    ...
    ...
    ...

    (şirince'den bu uzun yazıya da müdahale edildi. Yine tartışmak yerine bir yazı buraya kopya edilmişti.  Bu katılımcımızın foruma girişini bir süreliğine kısıtlıyoruz.)

    kursatotcu

    bu aralar aklımda şöyle bir durum var: Allahın ilmi bahsi. şöyle ki mesela güneş tutulma olayını ele alalım: güneş tutulmadan önce Allah güneşin tutulacağını biliyorsa, yani böyle denirse sonra güneş tutulur ve bir kaç dakika sonra güneş tutulması biter. şimdi soruyorum bu durumda da Allah yine güneşin tutulacağını biliyor denebilir mi? çünkü güneş tutulmuştur. güneş tutulması bittiğinde de yine güneş tutulacak diye Allah bilir denirse, bu bilgi yanlış olmuyor mu? çünkü bu anda güneşin tutulması bitmiştir. yani lafın kısası Allahın ilmi ezeli denirse ki öyledir, o halde değişen durumlarla ilgili ilmi nasıl oluyor? halbuki Allahın ilmi değişmez. ( çünkü ezeli olanda değişme olmaz) herhalde tam anlatamadım, zaten bu konuda ki araştırmalarım yeni. yani ben de anlamaya çalışıyorum. farabi ve ibn sina nın yazılarından okuyorum ve bu yazıları yorumlayanları okuyorum. çok zor konular. size danışıyorum fikirlerinizi bekliyorum ne dersiniz? söylüyorum pek bilgim yok bu konuda fakat araştırmayı düşünüyorum zaten araştırma aşamasındayım....... yani Allahın ilmi konusunda anlattığım örnekteki hususta fikirleriniz nedir? ................ beni din düşmanı görmeyin.......

    uygarozan

    Kürşat Bey,

    şirince Paylaşım her türlü düşüncenin demokratik bir tarzda tartışılmasına açıktır. Yalnız bunun yolu yöntemi vardır ve sitemiz formu bloke eden kopyala-yapıştır yazılarına elbetteki izin veremez.

    Siz panomuzu tartışmak için kullanmıyorsunuz. Daha sürekli olarak kopyala-yapıştır yöntemiyle panomuza aktardığınız uzun yazılara müdahale etmek zorunda kaldık. Ve sizin kısa bir süre için pano-forumun bu bölümüne girişinizi engelledik. Ama süre bitiminden sonra yukarıdaki yazınıza bakılırsa (bu yine insaflı ve kısa) yine aynı şeyi yaptınız.

    Sizi son kez uyarıyoruz. Tartışmayı, bilgi alışverişini, bilgi aktarımını hedeflemeyen kopyala-yapıştır yazılarınız sitemizin tarzına uymuyor ve ziyaretçilere bir şey kazandırmıyor.  Bir kez daha aynı şeyi yaparsanız sitemize girişiniz engellenecektir.

    Sizi yukarıda yeterince uyardığımızı ve olabildiğince esnek olduğumuzu düşünüyoruz.

    şirince Paylaşım adına
    Uygar Ozan

    kursatotcu

    "Teslimiyetli olan insan, kendi yaptığı hissini yaşamasına rağmen, bunların tümünü Allah'ın dilemesi ile yaptığını bilir. Diğeri ise, her yaptığını kendi aklı ve gücü ile yaptığını zannederek yanılır.

     Bunların hepsi Rabbimizin insanları denemek için kaderlerinde önceden belirlediği olaylardır. Bir ayette bildirildiği gibi, "... Allah'ın emri, takdir edilmiş bir kaderdir". (Ahzab Suresi, 38)"
     tom bunları sen yazdın  
             cevap:  

    (Mesajın bu kısmından itibaren silerek müdahele edildi.. )
    Sizi uyardık yeterince.. siz hala bildiğinizi okuyup bizi dinlemediniz.. bu takma adınızla sitemize girişinizi yasakladık... başka takma ad ile bu şekilde yazmaya kalkarsanız IP numaranız bloke edilecek, şimdiden bildirelim..  güle güle.. Kürşat Bey.. başka forumlara.. bizde sizin gibilere yer yok.. çok ayıp...)

    devinim

    öncelikle sonradan [u:c5c836b94a]kendi düşüncemle [/u:c5c836b94a]açıklayacağım bilgileri maddeler halinde yazmak istiyorum.
     -herşey allah tarafından yaratılır.(zina da içki iç.mede namaz kılmada)
     -insan yaptığı iyiliklerle cenneti kötülüklerle de cehennemi hakeder.
     -allahın iradesi sonsuz insanın iradeside sınırlıdır.
      allahın iradesi:herşeyi kapsar.herşey allahın iradesiyle olur.insanın iradesi ise sınırlıdır.insan kendisine verilen boyutları bilinmeyen bir iradeyle allahtan ister.(bu isteme mevzusu bilinmeyen bir sırdır ki dinde insanın anlayamayacağı bazı sırların olmasını kabullenmek doğaldır.)allahta insanın bu isteğine göre iyiliği veya kötülüğü yaratır.ama bu işten insan sorumludur.

    büyük ihtimalle insanın sınırlı iradesine takılmışsınızdır.herşeyi allah yapar bu kesin.insanın kendini sorumlu tutmasına neden olan cüz-i iradenin işleyişi ve boyutu bilinmemektedir.eğer biz allahın sonsuz ilminin varlığını kabul edersek onun anlayabildiği bazı şeyleri anlayamamayı kabul ederiz.
    birde genelde taklınan bir noktaya değinmek istiyprum.:::
    -Ben gözümün önündeki klavyeyi görüyorum ve onun orda olduğunu biliyorum.mantığım bunu kabul ediyor.ama sizin bu yazıyı bir monitörden okuduğunuzu biliyorum.yani buna iman ederim.kendi mantıklıu sebeplerim vardır.ama sizin monitörden okuduğunuzu biriyle tartışmay kalksam gördünmüde öyle diyorsun-ya sinevizyonsa ..vb. bir sürü soru sorar.yani dinde bazı noktalar imandır.inançtır.mantıklıdır ama o mantığı şimdi kavrayamayabiliriz.belki hayatta kavrayamayabiliriz...
      [i:c5c836b94a] HATALAR şAHSIMA AıTTıR.LÜTFEN BENıM HATALRIMI ıSLAM DıNıYLE BAğDAşTIRMAYINIZ...[/i:c5c836b94a] [i:c5c836b94a][/i:c5c836b94a][i:c5c836b94a][/i:c5c836b94a]
    e-mailim:devinimselimgelem@gmail.com

    uygarozan

    Sevgili "devinimselimgelem",

    Önce isim hakkında: takma adınızı sadece "devinim" olarak değiştirmeyi uygun gördük. Siteye girişte bu adı kullanınız. Değiştirme gerekçesi: Gereğinden fazla uzun isimler forum tablosunu germekte, şeklini bozmaktadır. Bizi bu konuda anlayacağını umuyoruz.

    Yazdıkların konusunda...

    Hem Allahın iradesi ve istediği olur, hem de insan "bilinmeyen bir irade ile" (!) Allah'tan ister. Sonra da Allah insanın bu isteğine göre iyiliği kötülüğü yaratır. Sonra bazıları sır olur / kalır. Bazı şeyler bilinmez. ınsan iradesi sınırlıdır. vb vb.

    Ya mesale de orda ya: Biz, bilimin ışığında iradesi güçlü olanlşarın ateist olduklarını söylüyoruz. Öyle birşeyleri "inanç"a, "bilinmemezliğe" falan bağlayıp kabullenmiyoruz.

    Sonra bilmediğimiz bir şey hakkında "bilmediğimizi" söylemekle yetinir, "o bilinmeyen şeyi" bilimin ışığında öğrenmeye çalışırız.

    ınanç nedeniyle "bu benim hatam olabilir" diyerek islamı ya da başka bir dini bir köşeye "kutsal"  koymaya gerek de görmüyoruz.

    Selamlar..

    devinim

    --türkiyedeki müslümanların çoğunluğunun mezhebinin kurucusu ve son bin yılın en büyük islam alimlerinden imam-ı azam ebu hanife öğrencilerine kaderi anlatmış ve bunu siz kimseyle tartışmayın demiştir.öğrencileri ama siz anlatıp tartışıyorsunuz demiştir.o şu manada konuşmuştur.-ben konuşmak zorundayım.(biri anlataksa o anlatmalıydı)ama konuşurken iman başımın üstünde uçacak bir kuş muş gibi korkuyorum- demiştir.
    yani kaderi bildiğim kadarıyla ancak yukarıda yazdıklarım gibi anlatabilirim.
    --eğer dindeki herşey maddi olarak açıklansaydı o zaman dünya hayatı bir sınav olmazdı.(melekleri uçarken görseydik,cenneti görseydik vb.)işte kader ve irade meseleleride insanın Allahın karşısındaki küçüklüğünü nefsini kırarak kabul edip -ben sen diyorsan inanırım.senin sonsuz ilmindeki birşeyi daha dünyadaki birçok şeyi anlayamayıorken anlayamamayı kabul ederim deyip iman edilmesi gereken bu şekildeki inançla alakalı meselelerdendir.
    --bir islam alimi bu konuyla ilgili konuşmak istemiyorken ben konuşmayı kendi haddim olarak görmüyorum.zaten diyeceklerim bu kadar.Umarım yazdıklarımı anlamış,benim inancıma duyduğunuzu bildiğim saygıyla artık bu konu hakkında yazmak istemeyişimi kaçış olarak değerlendirmemişsinizdir.
    --herkese selam..
    --kendinize iyi bakın...

    FuSeR

    Fazla polemiğe girmeden bir noktayı belirtmek istiyorum.Anadoluda bir tabir vardır kul ile allah arasına girilmez diye.Bunu kabul edip bu konuda fikir belirtmek istemiyorum.